“Herkes İyi Bildiği İşi Yapacak ve Yeni İyilerin Gelmesi İçin Yol Açacak”

1996 yılında yola çıkan ancak 20’nci yılında yolculuğuna ara veren “Roxy Müzik Günleri”, altı yıl aradan sonra yeniden iyi müziğin sahnesi olmak için Roxy %100 Müzik Günleri olarak geri döndü. Uzun bir zaman boyunca kendi müziğini yapmak isteyenleri bir araya getirerek, onların sektörle ve seyirciyle buluşmalarını sağlayan Roxy Müzik Günleri, “gerçek anlamda müzik düşünen ve üreten herkese” çağrısını yineliyor. Bugüne kadar Teoman, Aylin Aslım, Ceylan Ertem, Gaye Su Akyol, Hayko Cepkin, Gece, Kurban, Melis Danişmend, Replikas, Nekropsi, Gevende, Pickpocket gibi birçok ismi müzik dünyasına kazandıran organizasyon “Müziğini hayata çıkar!” mottosuyla yola devam ediyor.

​Başvurular 30 Mart 2021 tarihine kadar devam ediyor. Roxy %100 Müzik Günleri sahnesinde yerini almak ve 13 Mayıs akşamı kazanan isim olmak isteyenler ayrıntılara ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

Roxy Müzik Günleri, altı yıllık bir aradan sonra yeniden yola çıkıyor. Öncelikle verilen bu aranın sebebini konuşarak başlayalım mı? Bu kararı almanıza ne sebep olmuştu, geçen süreçte neler oldu?

1996’da ilki yapılan Roxy Müzik Günleri, 2016’da 20. yılını yaşadığında, ki Türkiye’de oldukça uzun bir zaman, bunu böyle taçlandırıp ara vermeyi düşündük. Asıl nedenlerin başında, ara verdiğimiz yıllarda, kulüplerin ve Beyoğlu olarak bölgenin ayrıca kötüye gitmesi vardı. 20 harika yıldan sonra biraz özel hayatların da ittirmesiyle ara verelim dedik. Ben kitap yazmaya koyuldum. O günden sonra sektörde hiçbir şey daha iyiye gitmedi. Üstüne pandemi gibi bir dünya felaketi de eklenince her şey darmadağın oldu. Fakat bu sezon başında, sevdiğimiz birkaç müzisyen ve sektörden arkadaş “Yapın şunu” diye bastırınca, misyona dönmenin vakti olduğunu, “hayat bu kadar da kötü ve umutsuz olamaz, zamanında çocuklara yol açıyorduk, onların çoğu bugün hayata katlanmamız için bize ne güzel müzikler yapıyorlar, e o zaman yeniden”, dedik. Neden olmasın? İyi müzik yapan birkaç müzisyeni daha sektöre insanlara tanıtsak kıyısından köşesinden iyi bir şey yapmış oluruz diye çekirdek ekiple yani bu işin asıl taşıyanı jüriyle toplandık. Tepkilere bakılırsa güzel ettik. Herkes eski ekipleri toplayıp ruhu olduğunu bildikleri şeyleri tekrar yapmalı.

Bu talebin yaşadığımız bu günlerde ne anlama geldiğini gerçekten çok anlıyorum, iyi ki bastırmışlar :). Yine de 6 yıl aradan sonra hem de müzik sektörünün ciddi anlamda etkilendiği kararların alındığı ve pandemi döneminde geri dönmeye karar vermenizi daha çok ne etkiledi?

Roxy Müzik Günleri, bir misyon, böyle başarılı olmuş ve sonuçları toplumda işe yarayan misyonlar insanın yakasına yapışıyor. Yerine bir şey konmamışsa tekrar işi ele almak gerekiyor aradan ne geçerse geçsin. Bu üzerimize kapanan zayıf ve tatsız örtünün hafif hafif yırtılmaya başlamasının zamanıdır. Herkes iyi bildiği işi yapacak ve yeni iyilerin gelmesi için yol açacak. Zaman bu.

Müzik dünyamızda büyük bir heyecan Roxy Müzik Günleri. “Müziğini hayata çıkar!” mottosuyla 21.’siyle yeniden buluşuyoruz bu yıl. Müzik dünyamız adına neler olacak? Bu geri dönüşten nasıl beklentiler var?

Tabii bir de şu oldu. Bu uzun hapis zamanında yeteneği olanlar evlerinde kalmış olsalar da bir şeyler ürettiler ve bilgisayarlarına attılar ya da daha cesaretli olup dev bir çorbaya dönen sosyal platformların içine attılar. Oralardaki sayıları da biliyoruz az çok. Halbuki müzik sadece bir kenarda dinlenen bir şey değildir. O asıl yerini sahnede bulur. O zaman sizinle sanatçı bütünleşir ve başka bir şey olur. Gerçek arzu ancak gerçekte yerini bulur. O zaman onları oralardan sahnelere davet edeceğiz. Burada kazanan çocuklar sadece kulüpte değil festivallerde çalacak mesela. Sahnenin tozunu yutunca daha da büyüyecekler. E buna vesile olmak da ayrı zevk tabii.

Sahne tozu yutmaya eşsiz bir davet Roxy Müzik Günleri. Aslında yapısı itibariyle bir yarışma ama bir yarışmadan daha fazlası. Nesiller arası bir diyalog da yaratıyor Roxy Müzik Günleri. Bu misyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok doğru bir saptama. Jüride yılların sanatçıları var, sektör temsilcileri var, biz varız. Her sene “gençler ne hâlde, neler yapıyorlar”ı orada RMG sırasında gördük. Kimi yıl hayal kırıklığıyla yerlerinde sayıyorlar dedik. Birincilik vermediğimiz yıl var. Kimini de -ki o daha çoktur- şaşkınlıkla, coşkuyla izledik yeni enerjiyi ve onlarla yeni hayatlar kurduk. Kimi ise sadace sahne almadı arkadaşımız oldu, bizim de yenilenmemizi sağladılar. El vemek, el almak tüm işlerde önemli. Bir toplum ya da meslek ancak öyle canlı kalabilir. RMG’nin olmadığı her biri on yıl gibi geçen son altı yılda çıkan müzik ne var? Belki de oralarda bir kapı arıyordur iyi müzik.

Roxy Müzik Günleri bir nevi canlı müzik platformu oldu dinleyici açısından da. Bugüne kadar sayısız ismi müzik dünyasına kazandırdı. Jürinin değerlendirmesi, yeni grupları dinlemek, keşifler nasıl olacak bu yıl? Diğer yıllardan farklı olan başlıklar olacak mı?

Bizde her yıl önce bu işin gönüldaşı çekirdek jüri toplanır, önce jüriye yeni insanlar önerirler hayatı yakalamak için, sonra geniş jüri toplanır ve o yılın formatına karar verir. Bazı yıllarda birkaç dal yapmıştık başlarda. Mesela rock ve avantgarde başlıklarında Teoman ve Nekropsi birinci olmuştu. Sonraki yıllarda “tek en iyisini bulalım”a geldi. Bu yıl da öyle. Ama sizin de dediğiniz gibi bu bir platform iş oraya çıkıp Hayko’nun dediği gibi “enerjini, müziğini göstermek”. Herkes alacağını alıyor, sektör seyirci görüyor.  

Bu uzun tarihçenin bir dökümünü çıkartsak nasıl olur?

Türkiye’nin en köklü müzik yarışması Roxy Müzik Günleri’ni 1996 yılında yola çıkartan ve bugünlere getiren motivasyon nedir? Yolda neler oldu, nasıl bir yere evrildi?

Roxy, 1994’ün yaz sonu açıldı. O yıl kendi müziğimiz dışında piyasada olan canlı müzik gruplarını sahneye çıkarmaya başladık. Fakat gruplar çok iyi çalmalarına karşın kendi bestelerini hiç çalmıyorlardı. Her grup hemen hemen aynı parçaları çalıyor, insanlar bunu istiyor diyorlardı. İlk yılın sonunda onları kendi müzikleri için cesaretlendirmek gerekir diye düşündüm ve 1996 başında yaklaşık 15 gün içinde organize olduk inanılmaz güzel katılım ve bir o kadar da güzel müzik çıktı. Teoman rock, Nekropsi avantgarde dalında birinci oldu. Öteki gruplar da gayet iyiydi ayrıca. Şaşkınlıkla bunun olduğunu, müzik ve kulüp hayatımızın zenginleşeceğini gördük. Bundan güzel motivasyon mu olur?

​Oradan buraya epey yol tabii. Müzikte kimi yükseldi yaratıcılık arttı kimi belli yerlerde takılı kaldı. Gruplar hâlinde hah şunun benzeri, hah şunun benzeri diye gördüğümüz yıllarda oldu. RMG hep yeni ve gerçekten özgün etkileyiciliği olanı seçti. Oradan çıkanların çoğunun bugün de iyi sanatçılar olması tesadüf değil. Bazen 400’e yakın grup içinden, samimiyetle seçilen aşamalardan geçip geldikleri için. Onların hayatta ilerliyor olmaları sadece gurur kaynağı ve çok iyi bir motivasyon. Biz asla onları yaratmadık; o, onlarda zaten var olan bir şeydi biz belki onların yollarını kısalttık belki dağılmalarını engelledik ama sonuçta iyi bir şey oldu. İyi şeyleri tekrar yapma zamanı geldi.

Yıllardır müzik sektörünün içinde olan biri olarak sektörün bugünkü durumu hakkında neler söylersiniz? Adeta müziği susturmaya niyetli son düzenlemeler konusunda düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Bütün dünyada da pek parlak bir hâlde olmayan müzik piyasası bizde iyice felaket hâlde. “Çoksatar”ın peşine düşmek, Türkçe pop’un ve onu tüketen grubun dünyasına boyun eğmek; bir yandan gerçek müzik yapanları ezerken buna kulüplerin sponsor dahil her türden gelirini desteğini kesen, müzisyenleri müzik hayatını, kulüpleri hem düşman hem de lüks bir yük olarak gören zihniyet de eklendi ve buralara geldik. Buna Beyoğlu gibi bölgelerdeki özel baskıları da ekleyin. Canlı müzik başta olmak üzere sektör tümden yenildi. Son bir yıldır, hiçbir teknik dayanağı olmamasına ve mesela Roxy’nin sabah 5.00’e kadar ruhsatı olmasına karşın müzik 24.00’te kapanıyor. Yanlış anlamayın insanlara mekânları boşaltın denmiyor. Müzik olmayacak deniyor. İnsanlara da pandemi koşulları denir. O hâlde de esnafa yardım edilmesi ayakta kalmasının sağlanması gerekir. Hayır o da değil. Peki ne demek bu, sizce? Evet zor bir zaman ama zor zamanlar iyi zamanlara evrilir zamanı geldiğinde. Umarız RMG bu nedenlerden biri olur.

1996’dan beri müziğinin peşinde koşanları geleceğe taşıyan Roxy Müzik Günleri’nde geleceğe kalmak isteyen katılımcılara, fark yaratmak isteyenlere önerileriniz ne olur?

Bir; özgün olacaklar, kendi sesi diyoruz, onun sesi önemli. Onun bestesi önemli. Onun üzerine çalışacaklar.

İki; dinleyecekler, hem öteki müzikleri hem dünyayı, saygıyla ve hırsla elbette.

Üç; edebiyat, sanat başka alanlara da bakacaklar, sanat dünyayı dile getirmektir. His biraz da öyle oluşur.

Dört; yaptım oldu yok. Olmayanı hissedip görüp yine de “amaan ya boşver” dersen olmaz. Yani dedikleri gibi practice practice!..

Beş; sahne bu işin asıl yeridir. Orası saygı gerektirir. Seyirciye, yaptığın işe, oraya yakışır bir şeyler yapacaklar. Sadece müzik demiyorum, sahne bir şovdur da. Komple bir etkinliktir bunu da bilecekler.

Bu kadar amca öğüdünden sonra altı, bu öğütler dahil hiçbir şeyden korkmayacaklar, hem kendi seslerini çıkarmaktan hem de seçilememekten. Sanatın yarıdan fazlası cesarettir. Oradan, bilgisayarın bilmem ne file’ı içindeki seslerine sahip çıkacaklar önce. Çok kolay, açacak roxymuzikgunleri.com.tr’ye şarkıları yükleyip, formu doldurup onun için bir şey yapacaklar.

​Sonra bakarsınız mesela Milyon festlerin sahnesinde çalıyorlar o müzikleri. Mesela birileri kliplerini yapıyor, birileri onlara müzik aleti veriyor, olur.