Oi Va Voi: “Türkiye Bizim İkinci Evimiz”

Türkiye’ye ilk defa 2004’te gelmiştiniz değil mi? Sonrasında kaç kez geldiğinizi ben sayamadım. 2004’ten bu yana neler değişti grubunuzda?

Kaç defa geldiğimizin hesabını kaçırdık ama tahminen Türkiye’de 50 konser vermişizdir. Evet ilk gelişimiz 2004’te ilk albümümüzü çıkardıktan sonraydı. Grubumuzda KT Tunstall adında bir şarkıcımız vardı sonrasında solo kariyerine devam etme kararı aldı. O zamandan beri grup sürekli adapte oluyor, baş şarkıcı rolü sürekli değişiyor. Enstrümantasyon aynı kalıyor bu da belirli bir soundu korumamızı sağlıyor. Şarkıcılarımızı değiştirmek de müziğimize ve canlı konserlere yeni bir enerji katıyor.

Merak ediyorum da sizi bu kadar tutkuyla dinleyen Türk dinleyicileriniz de sizler için özel mi?

Türkler bizim bildiğimiz en tutkulu dinleyiciler. Müzikteki tutku ve dramayı seviyorlar. Her şeyi takip ediyorlar ve hep yanınızda oluyorlar. Anlattığımız hikayeler ve kullandığımız enstrümantasyonla, özellikle keman ve klarnetle, bağ kuruyorlar.

Türkiye’yi de seviyorsunuz ama değil mi? Burada olmak nasıl bir his?

Türkiye bizim en çok seyahat ettiğimiz ülke, özellikle İstanbul. Bizim için ikinci bir ev gibi. Etrafı biliyoruz, favori restoran ve barlarımız, burada arkadaşlarımız var. Yaptığımız iş sayesinde Türkiye gibi bir ülkeye bu kadar sık gelebildiğimiz için ayrıcalıklı hissediyoruz. Umarız Türk dinleyicisinin müziğimizde bulduğu bağ sonsuza dek sürer.

2009 çıkışlı “Travelling The Face of The Globe”dan sonra bir albüm çıkarmadınız. Çalışmalar var mı?

Evet şu sıralar yeni bir albüm üzerinde çalışıyoruz ve 2016 içinde çıkmasını umuyoruz.

Müziğinizin kaynağı nedir?

Müziğimizin kaynağı bizim Londra bakış açımızla birleşen Doğu Avrupa, Balkan ve Yahudi etkileri. Geçmişten kişisel hikayeler bulup bunlara yeni bir hayat vermeye çalışıyoruz.

Kalabalık bir grupsunuz, ortak zevkleriniz var mı? Oi Va Voi ne dinler, neler izler, kimleri okur?

Biz yedi kişiyiz ve herkesin farklı ilham kaynakları var. Bir tür müzik yok, kendine has kalitesi olan her şeyi dinliyoruz. Ama “kendine has kalite” konusunda her zaman anlaşmayabiliyoruz, herkesin farklı bir algısı var.

Türkiye’de bu kadar zaman geçirdikten sonra buradaki müzisyenlerle bir çalışma yapma fikri doğmadı mı hiç?

Türk müziğini seviyoruz. İleride beraber kayıt yapabileceğimiz birini bulmayı da istiyoruz. Çok iyi şarkıcılarınız, klarnetçileriniz ve kemancılarınız var. Bir gün ortak bir proje yapmak çok güzel olur.

Türkçe bir şarkı gelecek mi peki?

Birkaç kez denedik ama doğru şarkıyı henüz bulamadık. Denemeye devam edeceğiz, bu bizim için doğal olan şey.

Zaman Oi Va Voi’yi nasıl etkiledi, neler öğretti?

10 yılı aşkın süredir beraberiz. Şu sıralar kendimize zaman ayırabildiğimiz için mutluyuz. İlk başladığınızda sürekli bir acele içinde oluyorsunuz ve her şeyin anında başarılması gerektiğine inanıyorsunuz. Şimdiyse daha yaşlıyız ve hayatlarımız ailelerimiz ve çocuklarımızla daha dolu. Artık bir baskı hissetmediğimiz için zamanın keyfini çıkarıyoruz, yaratıcılık odaklı çalışıyoruz. Bunun yanında grup sahnede ve stüdyoda hala ilk zamanların enerjisine sahip ama plan yapabildiğimiz zaman sürecin daha çok tadına varıyoruz.

Motivasyonunuz neler peki?

Canlı performans sergilemeyi çok seviyoruz ve her seferinde dinleyicimizi bir yolculuğa çıkarmak istiyoruz. Biz müzisyeniz ve eğer yüzlerce bin kişinin sizi dinlemek ve izlemek istemesiyle motive olmuyorsanız yanlış iştesinizdir demektir.

Teşekkürler! Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yalnızca bizi Türkiye’ye çağırmaya devam edin. Bizim ikinci evimiz...