“Bilinçaltımızı Göklere Yansıtıyoruz”

Marco Brambilla’nın etkileyici video enstalasyonuna yakından tanık olmak isteyenler için Lunar Atlas, Borusan Contemporary’nin balkonlarında keşfedilmeyi bekliyor.

Çalışmalarınızla ilgili sorulara başlamadan önce, daha kişisel bir soru sormak istiyorum. Nereden geliyor bu uzay ve bilim tutkusu?

Aslında bilim alanında mühendis olarak çalıştım. Ama ilk olarak çocukluğumdan beri bu alandan etkilenmem temel sebep. Ve bu konuda ne kadar az bilgimiz olduğunu gördüm. Aslında bazen bilinçaltımızı göklere yansıtıyoruz.

İlk olarak uzay ile ilgili araştırmalara ne zaman başladınız?

2000'li yılların başında, Ay iniş modülünün ay yüzeyindeki çürümesini simüle ettiğim Sea of Tranquility adlı bir çalışma yaptım. Simülasyonun tamamı bilimsel olarak doğruydu, bu yüzden NASA ile zaman atlamalı çalışmanın fiziğini araştırmak için çalıştık. Ardından yine NASA ile Times Meydanı'ndaki bir kamusal sanat enstalasyonunda çalıştım. Burada roket asansörünü simüle etmek için çok çeşitli arşiv görüntüleri kullandım. Çalışmam 54 jumbo video ekranında gösterildi.

Yaptığınız çalışmalarda sizi en etkileyen bilgi ya da görüntü ne oldu?

Apollo misyonları için potansiyel iniş alanlarını fotoğraflamak için Ay'a gönderilen bir film laboratuvarı fikri beni oldukça etkilemişti. Ay yüzeyinin her bir resminin taranması ve ardından tek bir görüntü için tüm günü alan bir anolog sinyal olarak tekrar toprağa ışınlanması gerekiyordu. Bu süre oldukça etkileyiciydi.

Peki bu kadar bilimsel bir konuyu, sanat nesnesi hâline getirmeyi nasıl tasarladınız?

Video yerleştirmesi olarak kurguladığım çalışmalarım, kartografi düşüncesiyle tasarlandı. Projeksiyon haritalı ızgaralar kullanılarak, Ay yüzeyinin her parçasını veya çeyreğini gösterir gibi bir görüntüye sahip oldu. Bir süreklilik yaratan tüm projeksiyon yüzeylerinde ilerleyerek ulaşmak istediğim görüntüyü elde ettim.

Çalışmalarınıza gelecek olursak, Sea of Tranquility dile getirdiğiniz gibi uzay ile ilgili ilk çalışmalarınızdan. Ay’ın yüzeyinde Amerikan bayrağının çürümesi üzerine bir video çalışması. Bayrağın çürümesi kısmını tercih etmenizde özel bir sebep var mı?

Bu durum “Amerikan Rüyası” dediğimiz ve 50'ler ve 60'lardaki hayale dayanıyor. Aslında günümüzde de devam eden bu hayalin “zirvesinden” bu yana geçen zamanın, onu nasıl etkilediğini ifade ediyor.

Borusan Contemporary koleksiyonuna dahil olan çalışmanıza gelecek olursak, bu çalışmanızı Perili Köşk için mi tasarladınız? Lunar Atlas nasıl gelişti?

Çalışmam özellikle Perili Köşk için tasarlandı. Fikri çoklu projeksiyonların, binanın yüzeyiyle ile iyi bir iletişim kurmasını sağlamak gerekiyordu. Bunun için pek çok planlama ve test gerektiriyordu.

Lunar Atlas’ın sergilenme şekli de eserin kendisi kadar ilgi topluyor. Eser Perili Köşk’ün balkonlarının zemininde arzıendam ediyor. Biraz bundan bahseder misiniz?

Bunu duymak güzel! Sanırım işi yatay düzlemlere yansıtmak ve ay yüzeyinin kübist görüntüsünü yaratmak fikri, çalışmayı yapı için daha da özgün hâle getiriyor. Görüntülerin her biri 1965 yılında, bir analog sinyali kullanarak toprağa geri göndermek için bütün bir gün süren süreci temsil ediyor.

Son olarak, yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz başka bir projeniz var mı?

Evet, şu anda VR'da yeni bir video kolajı olan birkaç projede çalışıyorum.